1980’lerde İsrail İçin Bir Strateji / Oded Yinon

14.06.2025
A+
A-

1980’li yılların başında, İsrail Devletinin stratejisini açıklayan en önemli belge, Oded Yinon tarafından yayınlanan “1980’lerde İsrail için bir strateji” raporudur.

Bu rapor maalesef, BOP = BİP denkleminin günümüze ki yansıması olup, bizler bu raporu nedense iyi analiz edemedik daha doğrusu algılayamadık.

Bizler, bu tehlikenin farkına varabilseydik, Ortadoğu bugünkü gibi kana bulanmış ve bölünmüş olamazdı.

Keşke, BOP Eşbaşkanlığı gibi söylemlerde de bulunmasaydık…

Tarihten kısa kısa bilgiler vererek, Oded Yinon’un maalesef ne kadar haklı olduğunu analiz etmeye çalışacağım.

***

Tevrat’ta, ‘’Vadedilmiş Topraklar’’ ile ilgili de bölümler vardır.

Tevrat’ın Tesniye bölümü 11/24-25

‘’Ayak basacağınız her yer sizin olacak. Sınırlarınız çölden Lübnan’a, Fırat Irmağı’ndan Akdeniz’e kadar uzanacak. Hiç kimse size karşı koyamayacak. Tanrınız RAB, size verdiği söz uyarınca, ayak basacağınız her yere dehşetinizi, korkunuzu saçacaktır.’’

Tevrat Yaratılış bölümü 15/18-21

‘’O gün RAB Avram’la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim.”

Terörist katil ülke İsrail, zaten amaçlarının Tevrat’ta yazılı şekilde olacağını hiç çekinmeden söylemekte ve tüm projesini de bu şekilde sürdürmektedir.

Bu karanlık ve kanlı süreçte neler oldu ve biz dahil tüm müslüman ülkeler neler yaptık, nelerle uğraştık.

***

1897 tarihinde ’de, İsviçre’de yapılan 1. Siyonist Kongresi’nde konuşan, Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl’in sözü; ‘’Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki dağlara kadar dayanır, güneyde de Süveyş Kanalı’na’’

Wilson İlkeleri, (1918) ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın, I. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmasını istediği dünya düzenine ait görüşleridir. Bu ilkelerin 12. Maddesi aşağıdaki gibidir.

‘’Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.’’

Yine, bizleri halen uyandırmayan başka bir görüş de,

Condoleezza Rice, Başkan Bush’un ulusal güvenlik danışmanı iken, 2003 yılında verdiği bir demeçte, “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek’’ analizini bile hafife aldık.

Katil devlet İsrail’in, yaşama geçirmek istediği hayali olan bu yolda da büyük bir yol aldığı BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ve ‘’Vaadedilmiş Topraklara’’ ulaşmasında hayal ettiği BİP (Büyük İsrail Projesi) beraber çalışmaktadır. BİP kelimesi biz müslümanları ürkütür diye daha modern ve kulağa hoş gelen BOP kelimesinin yıllardır kullanılması bir tuzaktır.

***

Bu tarihi süreçten önce, Oded Yinon tarafından yayınlanan “1980’lerde İsrail için bir strateji” belgesini bilmemiz gerekir diye düşünüyorum. Aşağıda sadece Suriye ve Irak ile ilgili bölümlerini ele aldım.

SURİYE

‘’Lübnan’ın beş bölgeye bölünmesi Mısır, Suriye ve Irak da dahil olmak üzere tüm Arap dünyası için bir başlangıçtır ve aslında Arap yarımadası şimdiden bu yolda ilerlemektedir.

Suriye ve daha sonra Irak’ın feshi ve Lübnan’da olduğu gibi etnik ve dini bölgelere ayrılması İsrail’in uzun vadede Doğu cephesindeki bir numaralı hedefidir ve bunun için kısa vadede bu devletlerin askeri gücünün feshi ana hedeftir.

Suriye etnik ve dini yapısına istinaden tıpkı bugün Lübnan’da olduğu gibi birkaç eyalete bölünecek ve kıyıda Şii-Alevi bir eyalet, Halep bölgesinde Sünni bir eyalet, Şam’da Kuzey komşusuna düşman olan bir diğer Sünni eyalet olacak ve Dürziler de belki bize ait olan Golan’da, mutlaka Havran’da Kuzey Ürdün’de  başka eyaletler kuracaklardır.

Bu gelişmeler uzun vadede barış ve güvenlik için garantör olacaktır ve bu hedef bugün bile erişebileceğimiz bir noktadadır.’’

IRAK

‘’Bir taraftan petrol zengini olan ancak diğer taraftan parçalanmış bir ülke olan Irak’ın İsrail’in hedeflerine aday olması garantidir.

Bizim için Irak’ın feshi, Suriye’nin feshinden bile daha önemlidir. Irak, Suriye’den daha güçlüdür.

Kısa vadede İsrail’in en büyük tehdidi Irak’ın gücüdür. Bir Irak-İran savaşı Irak’ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma organize etmesine imkan vermeden çökmesine sebep olacaktır.  

Araplar arasındaki her türlü çatışma kısa vadede bize yardımcı olur ve Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi önemli bir hedef olan Irak’ın parçalanması için yolu kısaltır.

Osmanlı döneminde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da etnik/dini bazda bölgelere bölünme mümkündür. Üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır: Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır. Mevcut İran-Irak çatışmasının kutuplaşmayı derinleştirmesi olasıdır.’’

Ortadoğu’da tüm müslüman ülkeleri küçük parçalara bölerek, İsrail’in güvenliği için sınırlarının yeniden çizilmesi gerektiğini, belirten bu raporu maalesef tüm müslüman ülkelerce göz ardı edildi ne yazık ki.!

***

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2005 yılında İsrail’e gitti.

2007 Yılında, İsrail Cumhurbaşkanı bebek katili Şimon Perez, TBMM’de konuştu.

2010 Yılında Türkiye, İsrail’in OECD üyeliğini onayladı.

2012 Yılında, Kürecik radar üssü İsrail karşıtı tepkilere karşılık kuruldu.

Son yıllara değin, İsrail ile ticaret katlanarak arttı…

***

İsrail ile mücadele eden ülke ve liderleri Irak/Saddam, Libya/Kaddafi ve Suriye/Esad… nedense yok edildiler…

Kısacası, Ortadoğu’yu kana bulayan denklem BOP = BİP.

BOP = BİP denkleminin en önemli amacı, İsrail’in güvenliğini sağlamak ve Sevr Antlaşması’nda, Lozan ile başaramadıkları Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ı kapsayan sözde kürdistan devletinin kurulmasıdır…

Yeni Dünya Düzeni, Arap Baharı, BOP ve BİP kandırmacaları, Abd, İngiltere ve İsrail’in elbirliği ile tüm Ortadoğu’yu kana, katliama ve yoksulluğa bulaştırdığı emperyalist bir oyunun farklı dallardaki ünvanlarıdır.  

Biz dahil tüm müslümanların, 13 Haziran itibariyle, İran’a yapılan saldırıları sadece seyretmek ve kınamak dışında hiçbir şey yapamamak olgusunu tekrar düşünmek gerekir. Bir vatandaş olarak ben de kınıyorum ama devletler kınamaktan öte bir şeyler de yapmalı…

Iran’a da füze ile saldıran İsrail, aklındaki son nokta olan Nil’den, Fırat ve Dicle’ye kadar olan ‘’Vaadedilmiş Topraklar’’ hayalini yaşatmamamız  gerekir…  

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız… 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.