Afyon Savaşları ve Günümüzdeki Çin…
Basından takip ettiğim, ‘’dünyada en çok bilimsel üretim gerçekleştiren 10 kurumdan 8’i, Çin’de bulunuyor’’ haberi, beni gerçekten düşündürdü.
Dünyaya her alanda önde olan bir sistemin bu günlere nasıl geldiğini araştırmak ve düşünmek gerekir.
Aklıma hemen nedense, 1839-1842 yılları arasındaki Çin ile Büyük Britanya arasındaki ‘Afyon Savaşı’ geldi.
Çin’in, günümüze nerelerden gelerek birinciliğe yerleştiğini, dünyada üniversite bilim alanında da birinciliğinden başlayarak sorgulamak gerekir diye düşünüyorum.
***
Afyon Savaşları, 19. yüzyılın ortalarında Çin ile Büyük Britanya ve Fransa arasında geçti.
I ve II. Afyon savaşları, Büyük Britanya’lıların, Hindistan’da ürettikleri ve yasağa rağmen, Çin’e pazarladıkları kaçak afyon sayesinde başladı. Çin hanedanı afyonu yasaklayıp, Büyük Britanya’lı tüccarların Çin’deki afyon deposunu basarak, imha ettiler.
Büyük Britanya, sanayi devrimi ile birlikte resmen çağ atlamıştı ve tüccarlar, ‘uyuşturucu’ ticaretiyle büyük gelir sağlıyorlardı.
Çin, Büyük Britanya’ya çay, ipek ve porselen ihraç edip, karşılığında pamuk alıyordu.
Afyon, Çin’de özellikle askerler ve çiftçiler kısacası tüm toplumda hızla yayılarak öncelikle sağlık sorunlarına, sonuçta da her türlü kanunsuzluğa yol açtı. Ekonomik sorunlar, kıtlık, yolsuzluk ve fakirlik gittikçe artarak toplumun tüm dengelerini bozdu.
Çin hükümeti afyon girişini engellemeye çalıştı, ama karşısına Büyük Britanya ve Fransa çıktı.
Afyon Savaşları sonucunda, Büyük Britanya ve Fransa istediklerini aldılar. Çin, en başta tazminat ödemek topraklarını terk etmek ve rakiplerine çeşitli ayrıcalıkları vermeyi kabul etti.
Çin pazarı böylelikle yabancı tüccarlara açıldı. Hatta birçok ülke, elçilikler açarak ticaretin daha da şekillenmesi sağladılar.
Belki de Çin’in, dünyaya açılmasının önü bu şekilde açılmış da olabilir diye düşünüyorum.
***
Nature Index’e göre, dünyada en çok bilimsel üretim gerçekleştiren 10 kurumdan 8’i, Çin’de.
İlk 20 sıralamasında da 13 Çin, 3 ABD üniversitesi, 1 Çin devlet kurumu, 2 Alman ve 1 Fransız araştırma merkezi bulunuyor.
Bu araştırmalarda en modern, en büyük vb. kıstaslardaki akademik kuruluşları değil, fizik, kimya, matematik, tıp, biyoloji, sağlık ve çevre bilimleri vb. en çok bilimsel araştırma yapan üniversite ve kurumları yansıtmaktadır.
Mart 2024 ve Şubat 2025 tarihleri arasında yapılan araştırmaya göre, Çin Bilimler Akademisi 9.782 bilimsel çalışması ile ilk sırada yer almakta. Bu akademide, 106 araştırma kuruluşu ve 2 üniversite ile 79 binden fazla da öğrencisi bulunmaktadır.
İkinci sıradaki Harvard Üniversitesi’nin (ABD) 3.875 ve 3. sıradaki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin 2.737 adet bilimsel üretimi yer almaktadır.
Nature Index verilerine göre ilk yayınlandığı tarih olan 2014 yılında ilk 100’de 8 Çin kurumu var iken günümüzde ilk 100’de 42 Çin, 36 ABD ve 4 İngiliz üniversitesi bulunmaktadır.
Dünyada, kimya dalında ilk 100 sıralamasında, Çin üniversiteleri ilk 10 sıranın hepsinde, fizik bilimlerinde ise, ilk 10 kurumdan 8’i, Çin’li kuruluşlar oluşturmaktadır.
***
Nature Index’in, 2024 yılı verilerine göre, güzel Ülkemin akademisyenleri, bilimsel yabancı bilim dergilerinde en çok yayın yapan üniversitesi sıralamasında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 737 sırada, Bilkent Üniversitesi 836 sırada, Koç Üniversitesi 961 sırada ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 1039 sırada yer alıyor.
Dünya ile neden her alanda olduğu gibi bu alanda da dağlar kadar fark oluştu diye sorgulasam !
Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek uğruna ‘her alana’ özellikle de okullarımıza ve bilim yuvalarına akıl ve bilim dışı uygulamalar kapsamında biat unsuru ile hizmet edecek kişilerin yerleştirilmesi düşündürücüdür.
Analitik düşünen, araştıran ve sorgulayan ve sadece bilimi hedefleyip, ezberci ve biat kültüründen etkilenmeyen bir sistemin varlığı ile bizler de bu alanda dünyanın ilk 20’sinde neden olmayalım.
Bilim, adalet ve özgürlük üçgeninde olduğumuz müddetçe var olabiliriz.
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…