Bu dikkat çekici buluntu, 2021 yılında Çek Cumhuriyeti’ndeki Milovice IV adlı Paleolitik yerleşim alanında yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarıldı. 29 adet taş bıçak ve küçük bıçaktan oluşan takım, kazı alanında kümelenmiş halde bulundu. Bu durum, aletlerin organik bir malzeme — muhtemelen deri ya da lif — ile bir arada tutulduğunu düşündürüyor.
BİR AVCININ GERİYE BIRAKTIKLARI…
Araştırmacılara göre, bu araçlar tek bir bireyin av ya da göç sırasında kullandığı ve sonrasında kamp alanında kaybettiği ya da kasıtlı olarak bıraktığı kişisel ekipman olabilir. Cinsiyeti bilinmeyen bu birey, o dönemdeki avcı-toplayıcı yaşamın günlük faaliyetlerine ışık tutuyor.
Çalışmanın başyazarı ve Çek Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü araştırmacısı Dominik Chlachula, bu tür buluntuların Paleolitik dönemde çok ender rastlanan kişisel yaşam kesitleri sunduğunu belirtiyor.
TAŞ DEVRİNİN SESSİZ TANIKLARI
Bulunan aletler eğer farklı yerlerde dağınık şekilde bulunsaydı, Milovice IV sahasında daha önce karşılaşılan sıradan taş atıklardan ayırt edilemeyebilirdi. Ancak bu özel kümenin kendi içinde sunduğu bağlam, onu son derece kıymetli hale getiriyor.
Kazı katmanının yaklaşık 30 bin 250 ila 29 bin 550 yıl önceki kısa bir yerleşim dönemine ait olduğu tespit edildi. Bu katmanda kamp kurma, hayvan parçalama ve alet üretme gibi faaliyetlere dair izler bulunuyor.
ALETLER NE İŞE YARIYORDU?
Taş bıçakların kullanım izleri detaylı şekilde incelendi. Araştırmacılar bazı aletlerin mızrak ucu olarak kullanılmış olabileceğini, diğerlerinin ise et işleme, deri kazıma, ahşap delme gibi görevler için kullanıldığını düşünüyor.
Araştırmacılar, bu buluntuların av sırasında hayvan parçalama, silah onarımı ve bitki materyallerini işleme gibi işlevlere sahip olduğunu belirtiyor.
Buluntular, Avrupa’da yaklaşık 33 bin yıl önce ortaya çıkan ve binlerce yıl boyunca farklı şekillerde varlığını sürdüren Gravettien kültürüyle ilişkilendirildi. Bu kültür, mamut avcılığı, köpeklerle yaşama, hatta ok ve mızrak atıcıları kullanma gibi gelişmiş davranışlarıyla biliniyor.
Chlachula’ya göre, Gravettien toplulukları yalnızca avcılık ve toplayıcılıkla değil, aynı zamanda karmaşık kültürel ve sosyal ağlarla da dikkat çekiyor.
