Sazlıdere ve Terkos havzalarında hızlanan betonlaşmaya itiraz kampanyası başlatıldı: ‘Kanala, ranta, talana hayır’

26.06.2025
A+
A-
Sazlıdere ve Terkos havzalarında hızlanan betonlaşmaya itiraz kampanyası başlatıldı: ‘Kanala, ranta, talana hayır’

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 19 Mart operasyonunun ardından Kanal İstanbul güzergahında hızlanan betonlaşmaya karşı kampanya başlattı. Ataşehir’de bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önünde buluşup toplu dilekçe verme kampanyası başlatan koordinasyon, “Kanala, ranta, talana hayır” mesajı verdi. Açıklamada, “Yenişehir projesiyle bu alana eklenecek 2 milyona yakın nüfusun kente getireceği altyapı, arıtma tesisi, ulaşım ve içme suyu ihtiyacı gibi ek yükler, kamuya önemli maliyetler getirecektir. Dahası deprem riski bu kadar yüksek bir şehirde nüfusu arttırıcı projeler yerine eldeki kaynakların kenti depreme dirençli hale getirmeye harcanması gerektiği ortadadır” denildi. Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’nun açıklaması şöyle:

“Adına ‘Kanal İstanbul’ denilen su yolu projesi başlamadı belki ama yağması, talanı, betonlaşması başladı. Halkın, bilim insanlarının, belediyelerin itirazlarına rağmen, yerel seçim öncesi sarf edilen ‘Söz veriyoruz! İstanbulluların gündeminde olmayan hiçbir şey, bizim de gündemimizde olmayacak!’ sözlerine rağmen İstanbul’un nadir doğal alanları yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya.

“BETONLAŞTIRMA PROJESİ”

Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sazlıbosna’da 2,5 milyon metrekarelik bir alanda yeni bir imar planı daha askıya çıkardı. Daha önce Baklalı’da yapımı başlanan 3750 konutluk TOKİ projesi, 12897 bağımsız birimden oluşan Dursunköy Emlak Konut projesi ve şimdi de Sazlıbosna’da 24 bin 874 konutluk yeni TOKİ projesi. Bu projeler için açılan yollar, taşınan hafriyatlar, yok edilen tarım alanları ve doğal yaşam… ‘Kanal İstanbul’un esas olarak bir su yolu projesi değil inşaat ve rant projesi olduğunu daha önce defalarca söyledik. Birkaç şirket kazanacak diye İstanbul havasını, suyunu, nefesini kaybediyor. Kanal ve Yenişehir Rezerv Yapı Alanı Projesi bir yağma, talan, rant projesidir. Betonlaştırma projesidir.

Bugün; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’ne gelmemize neden olan imar planlarına itiraz nedenlerimizi kısaca özetleyelim: İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Sazlıbosna Mahallesi, Batı Kısım, Yenişehir Rezerv Yapı Alanının Bir Kısmına İlişkin 1/5000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planlarına İtirazımız var! Bu rant projesinin planlama alanı, İstanbul’un önemli içme suyu kaynaklarından Sazlıdere Barajı havzasına doğrudan yakın konumdadır. Sazlıdere Barajı’nın içme suyu vasfının düşürülmesi kararının kamuoyundan ve İSKİ’den dahi gizlenerek alınması, projenin şeffaflık ve kamu yararı ilkeleriyle çeliştiğini açıkça ortaya koymaktadır.

“BU YAPILAŞMA İSTANBU’IN SU GÜVENLİĞİ AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ”

Havza mevzuatına göre mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında hiçbir yapıya izin verilmemesi gerekirken, bu planda söz konusu alanlarda yapılaşmaya izin verilmiştir. Bu yapılaşma, yüzey akışını artırarak baraj suyunun kirlenmesine ve yeraltı suyu beslenmesinin azalmasına neden olacaktır. Sazlıdere Barajı’nın fiilen içme suyu kapasitesinin sıfırlanması, İstanbul’un su güvenliği açısından kabul edilemez bir krize yol açacaktır. Planlama alanı ve yakın çevresindeki tarım ve mera alanları, bu planla yoğun yapılaşma baskısı altına girecektir. Bu durum, sadece yerel tarımsal üretimi ve hayvancılığı olumsuz etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda İstanbul’un gıda güvenliğine ve kırsal ekonomisine de ciddi zararlar verecektir.

“TALİMATLI YARGI İKTİDARIN ELİNDE BİR OYUNCAĞA DÖNMÜŞ DURUMDA”

Oysa bu bölge barındırdığı ekolojik değerler, su havzaları ve tarımsal niteliği itibarıyla yapılaşmaya açılmak yerine mutlak koruma statüsüyle ele alınması gereken bir bölgedir. Yenişehir projesiyle bu alana eklenecek 2 milyona yakın nüfusun kente getireceği altyapı, arıtma tesisi, ulaşım ve içme suyu ihtiyacı gibi ek yükler, kamuya önemli maliyetler getirecektir. Dahası deprem riski bu kadar yüksek bir şehirde nüfusu arttırıcı projeler yerine eldeki kaynakların kenti depreme dirençli hale getirmeye harcanması gerektiği ortadadır. Kanal İstanbul ve Yenişehir Projesi kapsamında hazırlanan farklı ölçekteki planlar hakkında yerel mahkemelerce iptal veya yürütmeyi durdurma kararları verilmiş olmasına rağmen, bu kararların üst mahkemelerce sürekli bozulmaktadır. Talimatlı yargı iktidarın elinde bir oyuncağa dönmüş durumda. Plan davalarındaki tutarsızlık da bunun kanıtıdır. İptal edilen mahkeme kararlarında belirtildiği üzere, rezerv yapı alanı kararları, mevzuata, şehircilik ilkelerine, kentsel dönüşüm esasları ve tekniklerine aykırıdır. Planın dayanağı olan rezerv yapı alanı kararı hukuka aykırı bulunmuştur.

”TOKİ HALKI YANILTIYOR”

Üstelik projenin ÇED raporunun da bir dayanağı kalmamıştır. 2020 yılı başında onaylanan ve 5 buçuk yıldır davası süren Çevresel Etki Değerlendirme raporu ile ilgili, lehte gelen bilirkişi raporuna rağmen mahkeme ne iptal ne de yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Ama zaten biliyoruz ki 5 yıl önce yapılan bir ÇED raporunun artık geçerliliği yoktur. TOKİ’nin beton dağları ‘250 Bin Sosyal Konut Projesi’ kapsamında yapılıyor diye kamuoyu yanıltılmaktadır. İnşa edilen yapıların sosyal konut standartlarında olmadığı, vatandaşların barınma ihtiyacını karşılama amacı gütmediğini, aksine lüks konut üretimi ve emlak odaklı bir rant projesi olduğu görülmektedir. Zaten büyük bir çoğunluğu asgari ücretle çalışan insanların nasıl ev alacağının matematiğini yapmayı Maliye Bakanı’na bırakıyoruz. İstanbul’un suyunu, son kalan tarım alanlarını, meralarını, doğal varlıklarını yok edecek, betona boğacak bu yıkım ve rant projesinin imar planlarına sizler de 2 Temmuz tarihine kadar www.e-plan.gov.tr adresi üzerinden ve Çevre ve şehircilik il müdürlüklerine doğrudan başvurarak itiraz edebilirsiniz. Kanala, ranta, talana izin vermeyeceğiz”

CHP’Lİ GÖNENÇ: KANAL İSTANBUL’UN RANTA AÇILMASI KORUNUYOR

İtiraz dilekçesi kampanyasına destek vermek amaçıyla İl Müdürlüğü önündeki açıklamaya katılan CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Havva Gönenç ise “Bugün burada olma sebebiniz 17 Haziran’da askıya çıkan Kanal İstanbul planıyla ilgili imar planı. Planın askıya çıkmasıyla İstanbul’da yeni alanlar imara açılıyor. Sazlıdere Barajı gibi, İstanbul’un son su kaynaklarının olduğu alanlar, verimli tarım arazilerinin olduğu alanlar kontrolsüz bir şekilde imara açılıyorlar. Sazlıbosna’da geçenler de, mutlak koruma alanına inşaat yapıldığı görüldü eve İSKİ bir yıkım kararı aldı. Fakat bu yıkım kararını durdurma kararı geldi. Yani, hükümet tarafından da, Kanal İstanbul’un ranta açılması net bir şekilde korunuyor. Neden korunuyor? Çünkü hükümetin kendi yandaşlarını beslemesi gerekiyor, kendi yandaşlarına rant üretmesi gerekiyor” dedi.

Yurttaşların görüşü ise şöyle:

“Kanal istanbul, sadece betona izin veren bir proje. Buna karşıyız çünkü orada meralarımız ve su alanlarımız var. İstanbul susuz kalacak eğer bu yapılırsa. (Kanal İstanbul) tamamen bir Amerika projesi; buna karşıyız”

”DUBLEKS, TRİPLEKS VİLLALAR BİLE VAR”

“Tüm dünya pandamı sürecinde dersler çıkardı. Suyun, toprağın, gıdanın ne kadar önemli olduğunu. Maalesef bizim ülkede bunlara hala önem vermiyoruz. Alışkanlık olmuş bizde, betonlaşmaya doğru gidiyoruz. Gelecekte, torunlarımıza, çocuklarımıza yeşil bir alan bırakmak istemiyoruz. Bizler de bunun için mücadele ediyoruz. İnsanlar o kadar mağdur ki, Kanal İstanbul bölgesinde yaşayan insanlar kan ağlıyor. Suyumuza, toprağımıza ne olur (sahip çıkın), bizlere yardım edin diyor”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.