Stockholm sendromu tartışmasına Erdoğan da girdi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, AKP Grup Toplantısı’nda konuşuyor. CHP lideri Özgür Özel’in geçtiğimiz günlerde partisinin kurultayında isim vermeden kullandığı “celladına âşık olmak” ve “Stockholm sendromu” benzetmelerine ilişkin çıkan tartışmalara ilişkin konuşan Erdoğan, “Şimdi çıkmış artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? Dem Parti’nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromuymuş. Yani celladına aşık olmakmış. Ya insanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur.” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar bu şekilde:
Kızılelma havadan havaya görüş ötesi hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu. Türkiye hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunda ciddi bir üstünlük elde etti. Milletimize bu gururu yaşatan tüm kurumlarımıza, bilim insanlarımıza, çalışanlara ve özel sektörümüze ülkem ve milletim adına buradan samimi tebriklerimi iletiyorum.
Bu arada testler Sinop’ta yapıldı. Bu küresel başarıya Sinop’ta ulaşıldı. Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı bu testleri Sinop’ta balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirmişti. Biz ona yine Sinoplu Diojen’in o meşhur sözüyle cevap verelim. Gölge etme, başka ihsan istemez. Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın. Siz gidin kendi iç meselelerinizle uğraşın. Siz gidin gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının.
Siz gidin önce içinizdeki yolsuzluk yapanları ayıklayın. Bize gölge etmeyin. O bize yeter. Şimdi çıkmış artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? Dem Parti’nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromuymuş. Yani celladına aşık olmakmış. Ya insanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye’yi bilmiyorsun, hadi dış politikadan haberin yok, hadi ekonomide Elif’i görsen mertek zannedersin. İnsan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir. Şimdi bu beyefendiye sormak lazım. Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın?
Merhum Menderes’in, Polatkan’ı, Zorlu’yu adım adım darağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel Hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın. CHP’nin geçmişine baksın. Celladı orada zaten görecektir. Değerli kardeşlerim, burada şunu da ifade etmek durumundayım. Yönetim değişiyor. Fakat CHP her şeye çıkar odaklı bakma alışkanlığından bir türlü kurtulamıyor. CHP’nin gözünde kendileri ağ geri kalan milyonlar ise Maraba. Kürt kardeşlerim herkese bunlar için sadece bir oy deposu. Ama artık yutmazlar. Denklem gayet basit. Hiçbir karşılık beklemeden seçimlerde oy verdiğinizde sizden iyisi yok. Tersi bir durumda ise sizden kötüsü yok. Bakın biz bunu daha önce 14-28 Mayıs seçimlerinde deprem bölgesinde şahit olduk. Sırf kendi Cumhurbaşkanı adaylarına oy vermediler diye deprem zedelerimize günlerce etmediklerini bırakmadılar. Gece vakti misafirhanelerden kovmaktan sosyal medyadaki edepsizliklere kadar her türlü vicdansızlığı, her türlü hoyratlığı sergilediler. Bugün de aslında aynısı tekerrür ediyor. CHP zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP’nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor. AK Parti olarak bizim tavrımız bellidir. Onlar ne yaparsa yapsın. Biz Türküyle, Kürtüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Lazıyla tüm Türkiye’yi kucaklamaya devam edeceğiz. Hiçbir ayrım gözetmeden 86 milyonun hiçbir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız. Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum. Bundan 24 sene evvel 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse 2005 yılında Diyarbakır’da bu sorun benim de sorunumdur derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse 2013 yılında çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz. Yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi aynı cesareti ve samimiyeti taşıyoruz.
BARZANİ TEPKİSİ
Cumhur İttifakı’nın bütün mücadelesi bunun içindir. Bu hedefe suhuletle varmak içindir. Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim.
Gerek parti sözcümüz, gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş, gerekli diplomatik adımlar atılmış, izahat yapılması istenmiştir.
Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir. Öte yandan bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz.
Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız. Ve hepsine de hazırlıklıyız. İnancım ve samimi duam odur ki sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisimize gönderdiği bütün milletvekillerimiz hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum. AK Parti olarak biz bugüne kadar olduğu gibi sorumluluk almaya yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz.