Müze Kapatılır mı?
Cevap, elbette KAPATILAMAZ derim…
Ama bizde her şey olabildiği gibi, müzeler de kapatılabilir.!
Başka ne kapatılır, örnek mi.! Mesela sadece gazete ve televizyon desem, yeterli mi?
Demek ki müzelerin kapatılması da normal sayılabilir.!
***
İlk Çağ’dan itibaren güzel Anadolu’mda kurulan uygarlıklar şunlardır; Hattiler, Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonyalılar, Urartular, Persler, Sümerler, Akadlar, Babiller, Asurlular, Persler, Bizanslılar, Romalılar…
Bu kadar medeniyete beşiklik etmiş Anadolu toprakları, maalesef bu tarihi değerleri yeterince değerlendirmemiştir. Hatta, bu tarihi eserlerin yurt dışına kaçırılmasına ya izin verilmiş ya da göz yumulmuştur.
Bizler nedense, tarihi varlıklarımıza yeterince değer ve önemi vermeyerek bu nimetlerden faydalanabilme yoluna da gidemedik.
Bu tarihi birikim başka ülkelerde olsa kim bilir, bu eserlere nasıl artı değer katarak, ülkelerini turizmde en üst seviyelere çıkarırlar.
***
Güzel Ülkemin birçok yerinde tarihi yerlerde halen kazı çalışması yapılıp, gün yüzüne çıkarılmamış onlarca örnek vardır.
Ödenek yokluğu, bürokrasi, personel yetersizliği ve güvenlik endişeleri ile yarım bırakılmış bu kalıntıları gördüğümde de içim hep cız etmiştir.
Bunlar arasında bizzat şahit olduğum, Kyzikos Antik Şehri/Erdek ile Kirazlı Manastırı/Bandırma vb. tarihi alanları sayabiliriz.
Yine ağırlıklı olarak, Ege bölgemizde yarım kalmış tarihi yerler ; Aigai/Manisa, Klaros/Menemen, Teos/Seferihisar, Kaymakçı Höyüğü/Manisa, Antandros/Edremit, Lagina/Muğla,Tripolis/Denizli vb.
Keşke bu ve Anadolumuzun birçok bölgesindeki tarihi eserler, gün yüzüne çıkarılarak turizme katkı sağlayabilseler.
***
Türkiye’de şu anda 35 müze, çeşitli nedenlerle ziyarete kapalı bulunuyor. Bu müzelerin kapatılma nedenleri ; güçlendirme, onarım ve restorasyon çalışmaları, teşhir ve tanzim çalışmaları, deprem riskleri vb.
Şubat 2023’te Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerimizdeki depremlerin üzerinden, 2.5 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, buralardaki müzelerin halen kapalı olmaları düşündürücüdür.
Kapanan bu müzeler şunlar ;
İstanbul Arkeoloji Müzesi (Klasik Bina Alt Kat 1 Nolu Salon), Mersin-Anamur Müzesi, Isparta Müzesi, Elazığ Müzesi, İzmir-Tire Müzesi, İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi, Adıyaman Müzesi, Hatay Arkeoloji Müzesi, Malatya Müzesi, Muğla-Fethiye Müzesi, Antalya Arkeoloji Müzesi.
***
Ülke basınında öncelikli sorunlarımızın üstüne gidilemeyip, gündemi saptırma yolu ile, gözlerden ırak tutulmaktadır.
Çevre ve doğa katliamları vb. haberler, sanki gizli bir güç tarafından halktan kaçırılmaktadır. Halkın gerçek bilgi alma yolları genelde, birileri tarafından yok edilip, gizlenmektedir.
Beni bu düşünceye sevk eden çok önemli bir konu da Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kapanmış olmasıdır.
***
Avrupa Konseyi tarafından 1988 tarihinde “yılın müzesi” ödülünü alan Antalya Arkeoloji Müzesi, ‘’depreme dayanıksız olduğu ve artan depolama ihtiyacı gerekçesiyle yıkılacak.’’
Hele hele Antalya gibi bir yerde, 1972’den beri turistlerin görmek için akın ettiği bu müzeyi en uygunsuz ay ve tarihte kapatmak…!
Hangi akla ve mantığa sığar?
Bu müzenin kapanmasından sonra burada sergilenen binlerce eser, yeni müze yapılıncaya kadar nerede saklanıp, korunacak…
Önce yeni bir müze yaparsın ve bu eserleri tamamen o yeni müzeye taşırsın. Sonra istediğini yap…
Yok bizde böyle olmaz, önce müze yıkılacak, eserler bir yere taşınacak sonra müze ihalesi yapılacak ve inşaata başlanacak.
Bu süreç 1,5 yıl mı yoksa 2 yıl mı sürer bilemem ama ekonomik açıdan kaybımızın büyüklüğünü düşünmek istemiyorum.
***
Aklınıza deprem gerçeği yeni mi geldi?
Güzel Ülkemde acilen yıkılacak yüz binlerce, çok katlı yapı stoğu varken tek katlı ve turizme çok büyük katkısı sebebiyle bu tarihi binanın acilen kapatılarak, yıkımına başlanılacak olması üzüntü vericidir.
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin mimarlarından Doğan Tekeli, Antalya Müzesi’nin yıkılmasına ve yeniden inşasına dair karar alınırken, kendisinin haberdar edilmemesinin garip olduğunu dile getirdi.
50 yılı aşkın süredir ziyaretçi ağırlayan müzenin, bir mücevher kutusu gibi tasarlanmış nadir eserlerden biri olduğunu ifade eden Tekeli, yapının korunması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulundu:
‘’Bir yolu bulunarak, belki güçlendirilerek korunabilirse, Antalya ve Türkiye için son derece önemli bir belge yapı olacaktır. Türk mimarisi için bir kültüre sahiplik örneği olacaktır. İhtiyaç duyulan yeni müze yapısı başka bir yerde yapılabilir ve bu müze korunabilir. Antalya’ya milyonlarca turist geliyor.
Diyecekler ki fiziksel yıpranmaya rağmen korumayı başarmışlar. Sırf böyle bir örnek için bu külfet kabul edilmez mi?
Yeni projenin inşası için ayrılan 2,5 milyar liralık bir bütçe var. Mevcut yapı 100 milyon lira ile güçlendirilebilir. Bu yapının korunmasını şiddetle arzu ediyorum.”
Evet, 100 Milyon TL nerde, 2.5 Milyar TL nerede…
Bu tek katlı tarihi müze yıkılacağı yerde, yeniden son teknolojik yöntemlerle depreme dayanıklı hale getirilerek hem daha az bir masrafla ve kısa sürede tekrar hizmete açmak yoluna neden gidilmedi?
İllaki yıkılması şart mı?
***
Müzenin yıkımına karşı çıkan ‘’Müze Çalışma Grubu’’ adı altında bazı akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket eden Kültür Sanat Sen Antalya Bölge Başkanı Dr. İrfan Kuruüzüm, mevcut binanın yıkılmasına gerekçe gösterilen, depreme karşı riskli yapı olduğuna dair 5 yıl önce alındığı söylenen belgeye ulaşılamadığını açıkladı.
Böyle bir belge varsa acilen incelenmek üzere kamuoyu ile paylaşılmasını isteyen Dr. İrfan Kuruüzüm, “Alınan yıkım kararının uzmanlık alanındaki meslek odaları, STK, üniversite, sendika, çalışanlar ve Antalya kamuoyu ile paylaşılmaması eksiklik olarak görülmektedir” dedi.
***
Bence en önemli sorunlardan birisi, bu paha biçilemez dünya harikası eserlerin hangi koşulda paketlenip nerelerde ve nasıl korunacağıdır. Öyle kolay işler değil.
Bu eserlerin nakliyesi ve taşınması sırasında oluşabilecek hasarların hesabını kimler verebilecek?
Yeni müze inşaatı süresince tüm eserlerin, müze bahçesinde kurulacak geçici depolarda saklanacak olması zaten başlı başına bir sorun.
Yeni müzenin, 2026 yılı sonunda tamamlanarak ziyarete açılması hedefleniyormuş…
Bu süreçte odalarda istiflenen eserler ne yazık ki Antalya turizmine ekonomik açıdan da olumsuz sonuçlar verecektir, çok yazık.
Hiçbir değerimizi yeterince koruyamadığımız gibi tarihi eserlerimizi de maalesef yeterince koruyamamaktayız…!
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…
